İzmir’in ilçeleri arasında Seferihisar’ın her zaman özel bir yeri oldu benim için.
Evet, yazın artan, hem gelenleri hem de yerli halkı bunaltan bir
kalabalığı oluyor ama ‘yavaş şehir’ olmanın verdiği o sükunet,
huzur hep hissediliyor. Yazı ayrı kışı ayrı güzel
Seferihisar’ın.
Geçtiğimiz pazar 23’üncüsü düzenlenen Mandalina Şenliği için
oradaydım.
Kış olmasına rağmen geçen haftaya kadar sıcakmış havalar.
Soğudu dedikleri pazar günü bile İstanbul’a göre gayet
keyifliydi.
Mandalina Şenliği’nin benim için en önemli özelliği LÖSEV yararına
mandalina toplayacak olmaktı.
Sosyal medyada denk gelmiştim, “Doğaya çıkarken enerji
alışverişiniz tam olsun diye mutlaka ojelerinizi çıkarın”
diyordu.
Çok inanmam böyle şeylere ama bu sefer bunu da deneyeyim
dedim.
Ojeler çıkarıldı.
Hava şahaneydi.
Her yer turuncuya boyanmıştı ve ben mandalina toplamak için hazır
ve pek hevesliydim.
Şenliğe birlikte katıldığımız Bülent Şakrak, Alper Baytekin ve
Önder Açıkbaş bir gün önce mandalina toplamışlardı, benim partnerim
ise Hakan Bilgin oldu.
LÖSEV tişörtlerimizi giydik ve attık kendimizi mandalina
bahçelerine.
Bodur mandalina ağaçlarından mandalinaları makasla kesip ayırmak
hem çok kolay hem de zevkli.
Tek kural sapı olabildiğince dibinden kesmek, ki kutuya
konduklarında o saplar diğer mandalinalara zarar
vermesin.
Ünü ve lezzeti tüm ülkeye yayılan satsuma mandalinalarının ana
merkezinin Seferihisar olduğunu, en lezzetli mandalinanın burada
yetiştiğini biliyor muydunuz?
Bodrum kusura bakmasın ama Bodrum mandalinası olarak bilinenler de
aslında Seferihisar’dan gidiyor.
Seferihisar mandalinası diye bir gerçek var yani.
Ben de bundan sonra bu bahçelerden ellerimle mandalina toplamış
biri olarak kendimi Seferihisar mandalinası markasının bir neferi
olarak görüyorum.
285 dönüm arazi üzerine kurulu LÖSEV mandalina bahçelerinden
toplanan ürünler, pazar alanındaki şenlikte LÖSEV yararına
satıldı.