Tüm dünyanın ağlamasına, haykırmasına, protesto etmesine rağmen Yulin denen zalim köpek yeme festival bu sene de yapılıyor.
Yazın ilk günü sayılan 21 Haziran’da başladı yine katliam.
Sokak hayvanları toplanıyor.
Sadece Yulin’den değil farklı ülkelerden de köpekler Çin’e
getiriliyor ne yazık ki.
Bu hayvanlar aç billaç, üst üste kafeslere tıkıştırılıyorlar ve bir
kısmı kötü şartlarda yolda hayatını kaybediyor.
Belki de onlar şanslı olanlar.
Çünkü canlı kalanların her biri, bir diğerinin gözü ve korku dolu
bakışları önünde yenmek üzere öldürülüyor.
Hem de dövülerek, canlı canlı derisi yüzülerek, kaynar suya
atılarak, yakılarak.
Tam bir vahşet anlayacağınız.
Türkiye dahil dünyanın her yerinden bu festivalin durdurulması için
imzalar toplandı, toplanıyor.
Ama Çin, her türlü canlının yenilmesini kıtlık ve insanlık için
zorunluluk bahanelerinin ve geleneklerin arkasına sığınarak bu
katliama devam ediyor.
Yulin’e duyulan tepkilerde evcilleştirilmiş türlere duyulan empati
tabii ki etkili.
İşin içine kötü koşullarda barındırıp işkence ile öldürmek de
girince tepkinin boyutu daha da büyüyor.
Yine de sıfıra sıfır elde var sıfır, yıl 2018 ve değişen bir şey
yok, sözde festival sürüyor.
Peki bunun nesi insanlığa sığıyor?
Bazı insanların dünyanın kanserleri olduğunu düşünmem boşuna
değil.
Meyve giymeye hazır mısınız?
Derileri, yünleri çıkarın meyve giymeye başlayacağız.
Çok da iyi olacak, tam istediğim, hayalini kurduğum gibi hem
de...
Şöyle açıklayayım; evlerdeki gardıroplar pamuk, yün, deri ve
polyesterden yapılan giysilerle dolu.
Bunların çoğu hem üretim hem de kullanım aşamasında doğaya ve
insana ciddi zararlar veriyor.
Özellikle deri, hayvanların öldürülmesi kaynaklı etik tartışma ve
karbon ayak izi
sorunsalı bir yana, kullanılan zehirli kimyasallar ve ağır metaller
nedeniyle deri işçiliğinde çalışan insanların sağlığı açısından da
ciddi bir tehdit!
Peki ya bu durumda meyvelerden üretilen alternatiflere ne
dersiniz?
Mesela muz kabuğu ya da ananas yaprağı?
Her şey yıllar önce Filipinler’de çöpe giden ananas yapraklarının
değerlendirilmesiyle başlamıştı.
Burada deriye alternatif bitki kaynaklı bir malzeme vardı.
Ve bu malzeme, çağımızda deriye ciddi alternatif oluşturuyor.
Şimdi hem moda şovlarında hem de pek çok markanın ürünlerinde
ananas yaprağından yapılan giysiler baş köşede.
İspanyol markası Pinatex’in ananas ceketlerine, ayakkabılarına ve
çantalarına bir göz atın derim.
Ananas yaprağından üretilen materyal, hayvan haklarına saygılı,
çevre dostu, gayet şık ve üstelik bildiğimiz deriye oranla çok da
hesaplı.
1 metre ananas derisi 480 ananas yaprağından yapılıyor ve deri
fiyatının tam tamına yarısı kadar.
Siz olsanız giymez misiniz?
Büyük yarış beyazperdede
1966 yılında düzenlenen Le Mans 24 Saat yarışının gerçek
hikayesi beyazperdeye aktarılıyor.
Başrollerini Matt Damon ve Christian Bale’in üstleneceği filmin
vizyon tarihi açıklandı.
Henüz ismi netleşmeyen film, bundan bir yıl sonra, 28 Haziran
2019’da sinemaseverlerle buluşacak.
James Mangold’un yöneteceği film Henry Ford II ve Lee Iacocca
ikilisinin, bir grup mühendisten pistlere egemen olan Ferrari’ye
rakip otomobil yaratmalarını istemesiyle gelişen olayları
anlatıyor.
Filmde Matt Damon otomobil vizyoneri olarak karşımıza çıkarken,
Christian Bale de şoförlüğü devralacak.
Araba tutkunları şimdiden bu filmi not alsınlar.