Süleyman Demirel’in sesiydi. “Başınız sağolsun Oral Bey. Bugün annenizle ilgili yazdıklarınızı okudum. Çok hislendim. Tam anlamıyla bir Anadolu kadınıymış anneniz. Allah rahmet eylesin...” Annemi toprağa verdiğimiz 16 Temmuz 2012 akşamıydı... Annem, Demirel’e kızardı.
Bütün hayatı boyunca onun karşısında olmuştu. “Acaba böyle bir telefondan haberi olsaydı ne yapardı?” diye düşündüm. Tam beş yıl önce yitirdiğimiz Demirel işte böyle biriydi. Hem nefret hem de sevgi kazanmıştı fazlasıyla. Uzun siyasi yaşamı bizim kuşak için bitmeyen bir senfoni gibiydi. Bir askeri darbenin (27 Mayıs 1960) külleri içinden siyaset sahnesine çıktı.