“Mesela vaizelerle (kadın vaizler) görüştüm. Kendilerini muhafazakar olarak tanımlıyorlar. Siz kendinize haksızlık yapıyorsunuz dedim. Siz muhafazakar falan değilsiniz. Asıl muhafazakar olan biziz. Çünkü muhafazakarlık değişime karşı çıkmak demektir. Biz değişmemek için yerimizde duruyoruz. Siz değil biz değişime karşıyız.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasından bu yana partideki değişimi inceleyen videodaki ona ait bu değerlendirme gerçekten ilgi çekici. Partisini dışa kapalı, halktan kopuk olmakla eleştiriyor. Cesur bir çıkış. 140Journos isimli dijital medya platformunda yayınlanan ‘CEHAPE Zihniyeti’ başlıklı video, ‘Eski CHP’ ile ‘Yeni CHP’ arasındaki farkları değerlendiriyor.
Eskiye kıyasla çok farklı bir CHP zihniyetinin oluştuğunu görüyoruz. Partinin zaaflarını, geçmişini masaya yatırabilen, yeni bir CHP’ye gerek olduğunu anlayıp uygulamaya koymaya kararlı bir parti başkanı karşımızda. Şu sözler ona ait: “Toplumun gözünde statükocu, değişime kapalı, halkla ilişkileri kopuk bir algı vardı. Bu algının mutlaka kırılması gerekiyordu. Bunu kırmaya çalışıyoruz.”
Tutucu CHP’den…
CHP, ‘Cumhuriyet’in kurucusu olan parti. Yıllarca tek parti yönetiminin sebep olduğu yanlışları, eksikleri, üzerinde taşıyan ve bu nedenle eleştirilerin odağında olan parti. Yakın tarihe bakalım: Başörtüsü yasağını destekleyen, 28 Şubat ‘postmodern’ darbesinin arkasında duran, eşi başörtülü olan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini engellemek için Anayasa Mahkemesi’ne başvuran, ‘367’ gibi uyduruk bir gerekçenin arkasında duran bir CHP vardı.
Askerin bildiri yayınlamasını destekleyen Baykal CHP’si, değişmez ve katı siyasetleri olan bir partiydi. Kılıçdaroğlu 2010 yılının mayıs ayında genel başkan seçildiğinde, bu kadar katı gelenekleri olan bir partide bu boyutta bir değişimin başlaması aslında çok da beklenmiyordu.