27 Mayıs 1960 sabahı erkenden kapımız vuruluyor. Teyzemin eşi Turgut ağabey kapıdan sesleniyor: “Haydi istediğiniz oldu, askerler Menderes’i devirdiler!” Turgut ağabey, Menderes taraftarıydı, ailenin geri kalanı ise CHP’li. Annem CHP Tarsus Kadınlar Kolu yönetimindeydi. Babam da uzun yıllar CHP ilçe yöneticiliği yapmıştı. Tarsus o yıllarda yoksul Türkiye’nin zengin şehirlerinden. Pamuk tarlaları, çırçır fabrikaları, verimli topraklar...
14 yaşındayım. Tarsus Amerikan Koleji’nde öğrenciyim. 27 Mayıs darbesinin ardından kurulan Yüksek Adalet Divanı, Demokrat Partilileri Yassıada’da yargılıyor. Akşamları kulağımız “Yassıada Saati”nde. Sonunda karar açıklandı: 15 DP’linin idamına.
Sabah bu sayı darbeci Milli Birlik Komitesi tarafından 3’e düşürüldü. Başbakan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye Bakanı Hasan Polatkan asıldılar. Çocuk kafamla, “Neden 15’ini de asmadılar” diye hayıflanmıştım. Bir küçük hatırlama: O gün okulda kırık notumu kurtarma yazılısı vardı. Sokağa çıkma yasağı nedeniyle gidemedim. Yatılı arkadaşlarım girebildiler. Sınıfta kaldım.