12 Eylül 1980 askeri darbesi günleriydi. Bir yasal partinin ve bir günlük gazetenin yöneticisi olmaktan tutuklanmıştım. Sarı basın kartı sahibiydim ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyesiydim.
Cemiyete başvuruda bulunarak hukuki destek istedim. Suçlamalar, yazdıklarım ve konuştuklarım üzerineydi. Cemiyet yönetiminden gelen cevap dramatikti: “Siz devlete karşı suçlar kapsamında yargılanıyorsunuz, hukuki destek veremeyiz.”
Şimdi kaldırılmış olan ancak başka türlü hortlayan 141. maddeden yargılanıyordum. Cezaevinden çıktım. İlk işim, TGC Kongresine katılıp eleştiri yapmak oldu. O dönem başkan olan Nezih Demirkent, “Size sahip çıkamadık, hatalıyız” diye, özür dileyen bir konuşma yaptı.