“HDP, PKK terör örgütüyle iş birliği yapıyor mu?” “Evet yapıyor.”
“HDP ile iş birliği yapmak; PKK ile iş birliği yapmak anlamına, teröristlerle beraber hareket etmek anlamına gelmez mi?” “Tabii ki gelir.”
Bazıları, meseleye böyle yaklaşıyor. Bir başka kesimde ise şöyle değerlendirmeler var: “HDP’yi dışlamak, Kürtleri yok saymak anlamına gelmez mi?” “Evet gelir.”
“Ülkücülerle ve İslamcı kesimin sorumlularıyla iş birliği yapanlar, Kürtleri yok sayarak nasıl bir demokrasi kurabilirler?” “Kuramazlar…”
HDP, siyasetin kritik konusu haline gelmiş durumda. İktidar kanadı, “Haydi yapsınlar da görelim” diyor. Sol kanat aydın ve siyasetçileri içinde, 6’lı ittifakı soğuk karşılayan, HDP’nin dışlanmasını sert bir dille eleştirenler, sağcılara taviz verildiğini düşünüyor.
Bu 6’lı ittifakın, sağdan ve soldan eleştirilmesi normal. Bir yandan umut, bir yandan endişe dalgaları gidiyor geliyor. Bu ittifakın, belki de tarihi uzlaşmanın yolunu açan ilk adım, bundan tam 50 yıl önce, CHP-MSP koalisyonu ile atılmıştı.