Belediye başkanları görevden alınıp, yerlerine kayyım atanan Diyarbakır, Van ve Mardin’deki seçmenler üzerine bir tartışma başladı. Bu iller, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı üç önemli ve etkili il. Bu illerin seçmenlerinin “her şeyi bildikleri halde” HDP'ye oy vererek “yanlış yaptıkları” söyleniyor.
Biraz geriye gidelim: Bu bölgenin insanları, “çözüm süreci”nin ardından PKK’nın “özyönetim” ilanına destek vermedi. PKK'nın şehirlerin yakılıp yıkılmasına neden olan projesinin yanında durmadı. Yani PKK’nın iç savaş çıkarma planına ilgi göstermedi.
Aynı halk, seçimlerde farklı davrandı. Son seçimlerde bu iller, bir önceki seçimlere oranla, HDP adaylarına daha çok oy verdi: 31 Mart 2019 tarihindeki seçimlerde, HDP oyları 2014 seçimlerine göre, Diyarbakır’da yüzde 55.1’den, 62.93'e; Mardin’de yüzde 52.2’den 56.24’e; Van’da yüzde 53.1’den 53.83’e çıktı.
31 Mart seçiminden çok önce de bu şehirlerin belediye başkanları görevden alınmış, tutuklanmıştı. İddiaya göre, bu belediyeler, PKK'nın hegemonyası altındaydı. Kayyım yönetimleri bu nedenle işbaşına getirilmişti. Kimi yayınlara göre, kayyımlar şehirleri, seçilmiş başkanlardan daha iyi yönetmişlerdi.
Bütün bu gerekçeler iktidar partisi tarafından bu illerin seçmenlerine anlatıldı. TV’ler, gazeteler bu yönde yayın yaptı. PKK’nın varlığı ve bölgedeki eylemleri konusunda en yakından bilgi sahibi olanlar, bu şehirlerin seçmenleriydi.
PKK'nın “özyönetim” adı altında iç çatışma çıkarmasına destek vermeyen yöre halkı, iş seçimlere gelince, “PKK’nın etkisi altında kaldığı” söylenen HDP’ye oy vermekten vazgeçmedi.