Büyükçe ve zengin bir taşra kasabası olan Tarsus’ta doğdum. Türkiye’nin zengin ailelerinden Karamehmetler, Eliyeşiller, Ramazanoğulları, Ekenler Tarsus kökenliydiler. Değişik kimliklerin bir arada yaşadığı çok kültürlü bu şehirde, Türkler, Araplar, İranlılar, Afganlar, Giritliler, Kürtler, çok az da olsa Ermeniler değişik mahallerde ve köylerde iç içe yaşıyorlardı.
İlk ve orta öğretimimi Tarsus’ta bitirdim. Siyasetin yürekten izlendiği bir aile ortamında büyüdüm. Ben ortaokul öğrencisiyken babamla dayım benim geleceğim üzerine sohbet ederlerken, aralarında şöyle bir konuşma geçiyor: Dayım benim milletvekili olarak siyasete yöneleceğimi söylüyor, babam itiraz ediyor, “Hayır o Metin Toker gibi bir gazeteci olacak” diyor.