ABD Başkanı Joe Biden, Türkiye’ye Suriye konusunda ağır suçlamalarda bulundu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sert bir karşılık verdi. Sonra konu kamuoyu ilgisinin dışında kaldı. Uzunca bir süredir Washington’dan böylesine dışlayıcı bir değerlendirme gelmemişti. Biden, Suriye’deki ABD askeri varlığının bir yıl daha devam etmesi için ABD Kongresi’ne yazdığı mektubun bir bölümünü Türkiye’ye ayırmıştı.
Biden, konuyla ilgili mektubunda, Türkiye’ye yönelik şu ifadeleri kullandı: Suriye'deki ve Suriye'yle ilişkili durumlar, özellikle de Türk hükümetinin, Suriye'nin kuzey doğusuna askeri taarruz düzenleme yönündeki eylemleri, DEAŞ'ı yenilgiye uğratma çabasına zarar veriyor, sivilleri tehlikeye atıyor; bölgede barış, güvenlik ve istikrarı zedeleme tehdidi barındırıyor ve ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürüyor.
ABD Kongresi’nin talebi yerinde bularak onaylamasıyla, ABD bir yıl daha Suriye’de kalıcı. Bu sürenin daha da uzayacağı görülüyor. Biden’ın Türkiye’ye yönelik ifadelerini Kongre’nin de benimsemesiyle, söylenenlerin bir devlet politikası haline geldiğini görmek mümkün. “ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı alışılmadık ve olağanüstü tehdit oluşturmak” ifadesi, ciddi bir ifade.
Eğer ABD Başkanı bunu söylemiş, Senato’nun da olurunu almışsa, analiz gerektiren bir durum söz konusu demektir. Türkiye’de ABD aleyhtarı hava sık sık yükselir. Amerika’ya en çok kızan toplumlardan birisi olarak biliniriz. ABD yeni bir gerilimin Türk toplumunda tetikleyebileceği yeni bir dalgayı hesaplamıştır sanırım.
Ne olursa olsun, Biden’ın ağır ifadelerinin kodlarını ve bundan sonra nelerin olabileceğini anlamaya çalışıp her şeyi iyi ölçüp tartmak zorundayız. Süper devletlerle siyaset yapmak, onlarla bazı alanlarda kafa kafaya gelmek konusunda son yıllarda epeyce deneyim edindiğimiz bir gerçek.
Bir Rus uçağının düşürülmesinin faturasının ne kadar ağır olabildiğini, hep birlikte gördük. Suriye’de ABD ile Rusya bir anlamda üstü örtülü bir uzlaşmaya hazırlanıyor. Türkiye ise her iki süper devlete de YPG yüzünden tepkili. Zaman zaman askeri gücünü harekete geçiriyor. Yer yer sahada karşılaşmalar gerçekleşiyor. Asıl tehdit olarak bölge halklarını görmek, ilk düğmeyi yanlış iliklemek anlamına geliyor.