Son günlerde medya dünyasında yaşadıklarımızı paylaşmak istiyorum: TV yorumcuları, kimi zaman yorumcu olmaktan çıkıyor, miting meydanlarında slogan attırmaya gelmiş militanlara dönüşüyor.
Stadyumda taraftarlara seslenen amigo ruhu TV ekranlarına taşınıyor. Siyasi tartışmalar her zaman aşırılıklara, ajitasyona açıktır aslında. Ancak, mekân TV ekranları olunca bu amigo kültürüne hep birlikte maruz kalıyoruz. Propaganda ve ajitasyonun da bir sınırı olmalı. “Şu parti yabancı komploların aleti” diye başlar, “içimizdeki hainler” diye devam ederseniz, buna benzer ağır suçlamaları ardı ardına sıralarsanız; tartışma yolundan sapar.
Propaganda “başkalarını, kendi inanmadığınız şeylere inandırma sanatı” olarak da tanımlanır. Bir TV programında konu buna benzer bir “tartışma” ortamına çekilmek istenince itiraz ettim: