Kaya Kalaycı, ada komşumuz, dostumuz. O, bakır sanatının ustasıdır. Elleri maharetlidir. İbrikler, hamam tasları, sahanlar, buhurdanlar yapar... Orada durmaz dünyanın dört bir yanındaki otellerin, Atatürk Havaalanı Şeref Salonu gibi önemli mekanların aydınlatma projelerinde bakır sanatının geleneksel ve modern formlarını bir araya getiren işlere imza atar.
Bir de balmumundan ürettiği heykelleri vardır. Madame Tussaud Müzesi’ndeki heykellerle kıyaslandığında gerçeğe daha yakın olduklarını söyleyebilirim. Kaya, bakırcı Haçik Usta’nın torunudur. Ataları da bakırcıdır. Yalova termal tesisleri için bakır kapların üretimini ve kalaylanmasını sağlayan Haçik ustaya, Atatürk tarafından Kalaycı soyadı verilir. Son karşılaşmamızda Kaya yeni bir heyecan yaşıyordu.
Elinde bu kez altın yaldızlı bir kitap vardı. Üsküdar Belediyesi’nin hazırladığı kitabın kapağında “Madenin İhtişamı” Bakır ve Tombak, Kaya Kalaycı sözcükleri yazılıydı. Bu bir sergi kitabıydı. Üsküdar Belediyesi tarafından açılan tombak sergisinin kitabı. Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in takdim yazısının yanıbaşında, ünlü tombak koleksiyoneri Çiğdem Simavi’nin yazısı da yer alıyor: “Bakır’ın en güzel hallerinden biri olan tombak, sanat tarihimizin güzelliklerinden biri olarak, bugün müzelerde, koleksiyonlarda yaşamaya devam ediyor.
Osmanlının yükseliş döneminde zirveye çıkan bu sanatın günümüzde devam etmediğini biliyoruz. Ancak Kaya Kalaycı üstün gayreti ve sabrıyla bu konuda müstesna bir alan açmayı başardı.” Kaya, bakırla ilişkisini şöyle anlatıyor: “Ben gözümü açtım ilk bakırı gördüm. Önce oyuncağım sonra mesleğim oldu. Dedemden, babamdan aldığım ve hatta çocuğuma devrettiğim en güzel mirastır bakırı işlemek.”
Tombak
Tombak, bakırı işleme sanatının tarihe karışmış hali. Kaya Kalaycı, tombak koleksiyoneri Çiğdem Simavi’nin ilgisi ve desteğiyle, tarihi tombakların aynılarını yeniden üretiyor. Kaya, tombaklamanın ne olduğunu şöyle tarif etti: “Bakır ve bakır alaşımlarının ‘altın-cıva’ amalgamı yardımıyla yaldızlanmasına tombaklanma denir. Bu yöntemle altın kaplama yapılmış parçalara ise tombak adı verilir.”