MHP lideri Devlet Bahçeli, Meral Akşener’e hangi gerekçeyle “Yuvana dön” diyor? Pek tabii ki “ülkücü” kimliği nedeniyle... Ancak bu tür çağrılar, içinde bulunduğumuz ortamda, çok fazla karşılık bulmuyor. Şimdiye kadar “kimlik siyaseti” partilerin seçmen potansiyelinin temel gücünü oluşturuyordu. Örneğin İslamcı kimlik AK Parti’yi ayakta tutan, motive eden ana dinamikti. Ancak artık farklı bir dünyadayız. Meral Akşener’in liderliğini yaptığı İYİ Parti, yalnızca “ülkücü” kimlik üzerinden siyaset oluşturmuyor.
Bunun tek başına yeterli olmadığı yeni bir düzlemde hareket ediyorlar. Ülkücüler, ülkemizdeki değişime, dünyadaki değişime paralel olarak, yeni değerler ve yeni öncelikler üzerinden siyaset yapıyorlar. Artık daha “çok kimlikli” bireylerin, daha “çok parçalı” gerçeklerin olduğu bir yaşamın içindeyiz. Müslüman, milliyetçi, laik gibi sözcükler aynı kişiyi tanımlamak için kullanılabiliyor. Hatta bazen “demokrat”, “liberal”, “feminist” gibi sıfatlar da bunlara eklenebiliyor.
CHP ve laiklik
CHP, laikliği katı bir tarzda anlama ve uygulama ısrarından kısmen de olsa vazgeçmiş durumda. Hem seküler, hem de Müslüman kimliğin aynı siyasi çatı altında buluşabileceğine dair ipuçları görebiliyoruz. Geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin ortak adayı olması için Abdullah Gül’e teklif götürenin Kılıçdaroğlu olduğunu biliyoruz. İslami gelenekten gelen bir siyasetçinin, laiklik konusunda kırmızı çizgileri olan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi fikri; bazı laik çevrelerde tepkilere yol açsa bile, partiye egemen irade bunu makul sayıyor.
İslami kimlik
Son olarak AK Parti’den ayrılarak Gelecek ve DEVA partilerini kuran Davutoğlu ve Babacan, İslami gelenekten gelen siyasetçiler. Onlar da laiklerle aynı cephede yer almaya aday bir konumda. 18 yıldır seçimleri kazanan AK Parti’nin psikolojik çıkış noktası, 28 Şubat’ta başörtülü kadınların ve Erbakan’ın uğradığı otoriter-laik baskıydı.