Lokantada yemekleri yedik. Garson paketler içinde ‘ıslak mendil’ dağıtmaya başlayınca sağlık sektöründe üretim alanında çalışan arkadaşım sordu: “Bunlar kolonyalı mı?”, Garson cevapladı, “Hayır efendim alkolsüz bunlar.” Arkadaşım şuna dikkat çekti:
‘Kolonyalı mendil’in içinde alkol, yani dezenfektan madde var, kolonyalı olmayan mendilde ise genelde yok. Son yıllarda, ‘alkol’ sözünü bile duymak istemeyen bir eğilim, ‘kolonyalı mendil’in ortadan kalkmasını sağlayan bir ortam oluşturmuştu. Pandemi dönemi başlayınca, kolonyayı yeniden hatırladık. Kolonya ikramı, Anadolu’da, İstanbul’da çok bilindik bir gelenektir. Misafiri dezenfektanla karşılayıp, mikroba ve virüse karşı önlem alırız.
Gelin görün ki, toplumun bir kesimi, ‘inanç’ gerekçesiyle, kolonyayı unutmuş durumda. Kolonyadan uzak duran bu kesim, kendi yaklaşımını toplum geneline egemen kıldı. Alkolsüz -yani kolonyalı olmayan- ıslak mendiller, kapalı ortamda bakteri üretebiliyor. Bunların sağlıklı olduğunu söylemek kolay değil.
Gelenek ile gelecek arasında
2009 yılıydı. Ordu Valisi Ali Kaban, kentin ve bütün ilçelerin camilerindeki pisuvarları kaldırtmıştı. Vali Kaban, “Pisuvarlar itikadımıza ters. Hijyen ve dinen uygun değil” diyerek bu müdahalesini savunuyordu. Ordu Valisi, erkeklerin ayakta işemesini sağlık ve din gerekçeleriyle istemiyordu.
Uygulamayı bir kamu yasağı haline getirmek amacıyla müftüden fetva almayı ihmal etmemişti. Gelen tepkiler sonrasında, Vali Kaban, valilikten alınıp merkeze çekildi.