CHP, Kılıçdaroğlu’nun yönetiminde dikkat çekici hamleler yaptı. HDP’yi sorunun çözümü için meşru muhatap olarak aldığını ilan etmesi, Suriye’de asker bulundurulmasıyla ilgili tezkereye 'hayır' oyu vermesi gibi kritik çıkışlar, 'yeni CHP' beklentisine cevap veren öğeler taşıyor. Helalleşme turu, 28 Şubat’ın simgesi olan başörtüsü düşmanlığının eleştirilmesi ve bu konuda helallik isteyen çağrı da ilgi gördü. Kılıçdaroğlu’nun son çıkışları CHP’ye yönelik şüphesi olan kesimlerde değişimlere neden oluyor. Şu soruları daha sık görüyoruz: “CHP değişti mi? CHP değişir mi? CHP değişebilir mi?” Ancak tam da bu noktada “Sığınmacıdan su parasını 10 misli alırım” diyen bir CHP’li Bolu Belediye Başkanı gündeme geliyor. Toplumun ekonomik sıkıntılar içinde kıvrandığı koşullarda, 'hedef sığınmacılar' diyerek kışkırtıcılık yapan bu siyasetçi, CHP’nin iç ve dışındaki radikal milliyetçiliği, yabancı düşmanlığını arkasına alabiliyor. Kendisinin 'öteki'ne yönelik ağır suçlayıcı ifadeleri, sosyal medyada, CHP tabanından çok, aşırı milliyetçi kesimleri heyecanlandırdı. Ağır ırkçı cümleler sosyal medyada Tanju Özcan lehine bol bol yaygınlaştırıldı.
CHP’nin yumuşak karnı Tanju Özcan belki biraz uç bir örnek. CHP içinde bu tür örneklerin oranı azalmış olsa da varlıklarını sürdürdükleri bir gerçek. Sonuç olarak, Tanju Özcan dört dönem milletvekilliğinin ardından Bolu Belediye Başkanlığı’na aday gösterilebilmiş. Yani onun bu hali bilindiği halde, Genel Merkez’de beğenenleri bulunuyor. Tanju Özcan geniş kitlelerin duyarlı olduğu sığınmacılar konusuyla öne çıkıyor. Bu çıkışının ardında köklü bir ideolojik temel yatıyor. Irkçılığı öne çıkaran dışlayıcı söylem, Kürtlerin siyaset sahnesine çıkmasına da razı değil. 6-7 Eylül 1955 de Varlık Vergisi de Dersim katliamı da savunulabiliyor. Tarihin acı olaylarına mağdur yurttaşların tarafından değil, devletin merkezi siyasetlerinin gözüyle bakan bir zihniyetten söz ediyoruz. Velhasıl, Tanju Özcan olayı, CHP’de işlerin o kadar...