Sorun “Sığınmacıdan su parasını 10 misli alırım” diyen Tanju Özcan değil. Benzerleri çokça var. Sorun, CHP’nin onu iki dönem milletvekili yapması. Sorun, onun CHP’nin Bolu Belediye Başkanlığı'na aday gösterilip seçilmiş olması. Suriyeli sığınmacılar (ya da genel olarak mülteciler) meselesi Türkiye’nin ciddi bir sorunu. Bir kesim soruna çok bildik şekilde yabancı düşmanlığı üzerinden yaklaşıyor. Kaba milliyetçi gözlükler, olayı bir mülteci karşıtı kültüre oturtuyor.
Toplumdaki işsizlik, çaresizlik içindeki kesimlerin duygularına seslenen, onları kışkırtanlar var. Bununla birlikte, Türkiye’de, şimdilik, batı ülkelerinde zaman zaman görülen türden bir kitlesel yabancı düşmanlığından söz etmek zor. Suriye’deki iç savaşa dahil olunması, iç savaşın taraflarından birisinin desteklenmesi, bir tarafla özdeş hale gelinmesi yanlıştı. Suriyeli sığınmacılardan lejyoner silahlı güç devşirilmesi tehlikeliydi.
4 milyon sığınmacıyı nasıl bir gelecek beklediği ve bu geleceğin nasıl olacağına ilişkin bir program geliştirilmedi. Göçün, özellikle ülkenin güneyindeki şehirlerin sosyolojisini altüst ettiğini görüyoruz. Siyasetin yanlışını bölge halkı ve sığınmacılar ödüyor.
Kontrolsüz ve plansız siyaset, sonunda toplumsal tepkiselliği beraberinde getirmiş durumda. Zaten büyük bir ekonomik sıkıntı içinde olan, işsizlik yaşayan, geçim derdine çare bulamayan halk kesimleri, Suriyeli sığınmacıyı bütün bu dertlerin nedeniymiş gibi görmeye başladı.
Bu noktada Tanju Özcan’lar çıkıyor ve “Sığınmacıya su vermeyelim” diyor. Daha ileri tepkiselliğin önünü açıyor. Birikmiş öfkeyi yükselten, sorumsuz yaklaşımlar görüyoruz. Tabii CHP Tanju Özcan’dan ibaret değil. CHP Genel Merkezi, Özcan’ın tutumunu doğru bulmadığını açıkladı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, meseleye planlı programlı yaklaştıklarını, insani yaklaştıklarını ifade ediyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de sığınmacılara yönelik dışlayıcı yaklaşımı onaylamadığını belirtti. Sınırları kontrolsüz şekilde açıp, hiçbir gelecek kaygısı gözetmeden milyonları ülkeye almak, öngörüsüz bir politikaydı. Bu yanlış sığınmacı siyaseti, şu an bizi yabancı düşmanlığının, katı milliyetçiliğin ve ırkçılığın kışkırtıldığı bir ortama taşıyor.