Oral Çalışlar Posta Gazetesi

Uygarlığın ölçüsü kaç metrekare?

Birkaç yıl önce bir yurtdışı seyahatimde siyasi mülteci bir arkadaşımla karşılaşmıştım. “Bir buçuk yıldır kalacak yer bulamadım. Üç dört kişinin...

26 Kasım 2021 | 113 okunma

Birkaç yıl önce bir yurtdışı seyahatimde siyasi mülteci bir arkadaşımla karşılaşmıştım. “Bir buçuk yıldır kalacak yer bulamadım. Üç dört kişinin paylaştığı bir küçük dairenin koridorunda yatıyorum” demişti. Bu tek örnek değil. Bu arkadaşlarımızın çoğu Türkiye’de hali vakti yerinde olan ailelerin çocukları. 100-150 metrekarelik evlerde büyümüşler. Berlin’e gidiyorlar ve çaresizlik içinde 10 metrekarelik bir oda bulmak için çırpınıyorlar. Kayseri’ye, Mersin’e, Konya’ya, Diyarbakır’a gidin.

Orta sınıfların yaşadığı mahallelerde 200 metrekarelik dairelerin ne kadar yaygın olduğunu görürsünüz. Avrupa’nın birçok kentinde inşaat yapılmasını engelleyen sınırlamalar var. Örneğin son olarak Amsterdam’da turist fazlası olduğu gerekçesiyle yeni otel yapımı yasaklandı.

Berlin’de, Paris’te, Dublin’de, Amsterdam’da kiralık daire bulmak eskiden de zordu, bugün daha da zor. Bunlara bakarak, Batılıların bizlerden daha gariban koşullarda yaşadığını düşünenler de yok değil. O zaman 'Uygarlık küçük daire mi demek?' sorusunu da sorabiliriz.

Kişi başına milli gelir olarak, Almanya, İngiltere gibi ülkeler bizim neredeyse on katımıza ulaşmak üzereler. İnsanlar genelde küçük evlerde yaşasalar da bu ülkelerin zenginliği, altyapılarında, vatandaşa sunulan hizmette. Bu ülkelerin şehirlerinde ne hizmet varsa, köylerinde de vardır.

Bu ülkelerde özgür bir ortamda eğitim yapılır. Öğretmenler iyi maaş alır. Yaratıcı düşünce teşvik edilir. Din ve inanç özgürlüğü vardır. Laiklik temel uzlaşma zeminlerindendir. Kaldırımlarında çukurlara yuvarlanma ihtimaliniz yok denecek kadar azdır. Evinizden çıkıp bakkala gitmek için çamura batmazsınız. En başarılı siyasetçi bile, bir gün içinde siyaseti ve iktidarı bırakabilir.

Bunları iki yıl yaşadığım Almanya tecrübesine, Avrupa ülkelerinde geçirdiğim günlere, haftalara dayanarak söylüyorum. Yine bu ülkelerde, “Kardeşim şunları yazma başın belaya girer, hapse atarlar” cümlesi pek kullanılmaz. Siyasi görüşleriniz nedeniyle hakkınızda dava açılması imkansız olmasa da zordur. Tabii onların da kusurlu yanları, kendilerine göre kutsalları ve bize uymayan tabuları vardır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni saflaşma: Rusya, Çin, Kuzey Kore… Biraz İran 02 Mart 2022 | 249 Okunma Ukrayna direnişçileri hesapları bozdu… 01 Mart 2022 | 283 Okunma En Büyük Erkek Putin mi? 25 Şubat 2022 | 187 Okunma Alevilik ve İslamcılığın sınavı 23 Şubat 2022 | 386 Okunma Sünni fetvasıyla Aleviliği tanımlamaya kalkarsanız… 22 Şubat 2022 | 325 Okunma