Her türlü teknolojik, kimyasal ihtiyacımızın tamamını kendi başımıza üretmemiz gerektiği gibi hayali bir senaryo geliştirildi.
Teknoloji, kültür, demokrasi gibi olgular, binlerce yıl içinde insanlığın uzun uğraşlarıyla oluşmuş kazanımlardır. Bazı ülkelere daha büyük bir üstünlük ve zenginleşme imkanı sağlasalar da, sonuç olarak tüm insanlığın yaşamını kolaylaştırıyorlar.
Bütün bu birikim, insanlığın ortak havuzunun birikimi. Yeni bilimsel başarılar sağlayabilmenin yolu öncelikle varolanı anlamak ve özümsemekten geçiyor. Geçmiş birikimi reddederek, üretimi geliştirmek mümkün değil. Hz. Muhammed “İlim Çin’de de olsa gidin alın” demiyor mu? Atatürk “Hedefimiz muassır medeniyet seviyesidir” çağrısı yapmıyor mu?