CHP’nin “adalet” mitingine ilişkin yazıma AK Partili bir
dostum (On yıl önceki AK Parti kapatma davası ve Cumhurbaşkanlığı
seçiminde 367 dayatmasına da gönderme yaparak) şöyle bir mesaj
yollamış:
“O gün sistem denen canavara karşı mücadele ediyorduk. Bugün
de bizim mücadelemiz sürüyor. O gün karşımızda olanlar bugün
‘adalet isteriz’ kılıfıyla yine karşımızda. Milli olmayan herkesle
mücadelemiz mahşere kadar sürecek. Kimi zaman düşeriz kimi zaman
zorlanırız. Ama Hak için mücadelemiz yılmadan sürer.”
“Mahşere kadar” bölümünü bir yana bırakırsak; “milli olmayan
herkesle mücadele” kavramı, toplumda yeni gelişen bir dilin, yeni
bir zihniyetin “kilit kavram”ı.
İslam dünyasında, “din kardeşliği” bir yapıştırıcı olarak
kabul edilir. AK Parti içinde de, Kürt sorunu dahil birçok konunun
çözümünde, “din birliğinin bir çözüm yolu olacağı” fikri, güçlüydü.
Son dönemde, bunun yerini, görece daha seküler bir söylem
sayılabilecek “millilik” aldı. Solun bazı kesimlerinde de,
“ulusalcılık”ın yıpranmışlığı nedeniyle, “millilik” kelimesinin
kullanıldığını biliyoruz. Radikal ve keskin bir “yerellik” ve
“millilik” vurgusu, “merkez siyaset” ve “merkez sosyoloji”ye damga
vuruyor.
Kopenhag kriterlerinden