Hıncal Uluç sık sık basını eleştirir, mesleğin temel kurallarının bile yapılmadığından şikayet eder, "Mehmet Ali Abi olsa..." diye gazeteciliği yanında öğrendiği Kışlalı'nın kurallarından bahseder ve hep "Gazetecilik bitmiş," diye yazardı. Bir gün, tam da "Gazetecilik bitmiş bu ülkede," diye yola çıkıp Hıncal'ın Yeri'ne sık sık konuk olan Holly'i araştırmaya başladım. Gençlik, şımarıklık, çıkıntılık... Hıncal Abi'nin hoşuna gidecek bir numara. Hatta "Holly gerçekten var mı, yoksa aslında Ertekin mi?" bile yazmıştım. Ertesi gün telefon öğleden sonra çaldı. Telefonun ne zaman çalacağı gibi Hıncal Uluç'un ne zaman su içeceği bile planlıydı. Sabah erkenden uyanır, gazeteye gider, öğlene kadar yazısını yazar, öğlen yemeği varsa ona gider, ardından eve dönüp günün gazetelerini okur ve akşam artık hangi davet, gösterim, konser, oyun, sergi, açılış, maç vs. varsa ona dahil olurdu. Telefonlar genellikle gazeteden çıkmadan önce 12:00-12:30 arasındaki kısa dilimde gelirdi ve onlarca yıldır sağ kolu olan Yasemin bağlardı. Meşhur kahkahasını atan Hıncal Abi bana "Holly'i bütün Türkiye tanıyor," diyor. Meğer Zeki Ökten'in "Faize Hücum" filminin açılışındaki buz pateni sahnesinde kayan kişi...