Kenti kaplayan betonların arasında, yol kenarlarındaki mümkün olan o küçücük alanlar yeşil alana dönüştürülüyor, başvuranlar kendi meyve-sebzelerini yetiştiriyorlar. Parisli amatörce bahçıvanlık yapmak istediği küçücük bir alan için belediye meclisine başvuruyor, kabul edildiğinde de bir-iki metrekarelik bu bahçe üç yıllığına şahsa tahsis ediliyor. Üç bin başvuru kabul edildi, kentte domates, nane ekimi başladı. Hatta evsizlerin kaldığı parklar bile onların katılımıyla yeşillendi.
Kentin çeşitli kuralları var: Kimyasal tarım ilaçlarının kullanılması yasak, soyu tükenmekte olan arıları çekecek bitkilerin ekilmesi ise teşvik ediliyor. Küçücük kent bahçeleri yaratmak elbette kozmetik bir girişim, ama asıl amaç şehir hayatına hapsolanları doğayla tanıştırmak. Pek çoğumuz hiç toprağa ayak basmasan, doğa nedir bilmeden yaşıyoruz büyük şehirlerde. Paris de önümüzdeki 10 yılda şehrin daha da ısınacağını, bu gibi küçük bahçeler sayesinde daha büyük yeşillendirme projelerinin öneminin anlaşılacağını vurguluyor.