Basın tarihine geçecek bir açıklama bence, Hakan Şükür'le söyleşi yapmak isteyen bir YouTube yayıncısı kararından vazgeçmesini "Babama da sordum," diye açıklıyor. Neresinden bakarsanız bakın absürt bir açıklama. İş daha da karmaşıklaşıyor, çünkü bir gazeteci ailenin içinde geçmiyor bu konuşma. Soran kişi YouTube'de 3.36 milyon takipçisi olan Oğuzhan Uğur. Baba daha da ilginç; Ergenekon kumpasında hapse atılan, Abdullah Öcalan'ı yakalandığında Türkiye'ye getiren Hasan Atilla Uğur. "Oğlum çıkarma yayına," diye öğütlemiş. "Bir kişiye bile sempatik gelmesin." Gazetecilik ne zamandır tribünlere sempati ölçmeyle yapılıyor bilmiyorum; askerin de medya üzerine fikir beyan etme ayrıcalığına sahip olduğu yanılsamasından sıyrıldığını düşünüyordum. Oğlan babasının sözünü dinliyor, bütün bu fırtınanın koptuğu sosyal medyada özürler, açıklamalar derken konu kapanıyor. Bütün bunlar da sosyal medya yasasının Meclis'ten geçtiği günlerde yaşanıyor. Yasa bir garip, ama YouTube daha da garip. Medya başlı başına problemli zaten. ESKİ PROGRAMLAR GİBİ