Kennedy suikastında niye farklı ayrı açılardan ateş açıldı, Rusya'da arka arkaya yaşanan gazeteci suikastlarının arkasında kim var, İstanbul'daki kanlı 1 Mayıs öncesi meydandaki otele konaklayan Amerikalılar kim, partisi kapatıldıktan sonra İsviçre'ye giden Erbakan orada ne yaptı... Yakın tarih cevabı hala anlaşılmayan binlerce soruyla dolu. Ama hiçbiri eski sistemde seçilme riski olmayan – aynı sistem sürse büyük ihtimalle de uzun süre hiç olmayacak – Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın neden "yüzde 50 artı bir" diye bir formül icat ederek başkanlık sistemine geçtiği sorusunun yanıtı kadar gizemli değil sanki. Referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları bundan sonraki oylamaların da aynı sonuçlanacağını düşündürmüş olabilir. Oysa eski sistemde yüzde 20'lerle bile iktidar olunuyordu, şimdi her aday, arka arkaya seçim kazanan Erdoğan bile mecburi ittifaklara mahkum. İktidar bir anlamda durup dururken kendisine engel çıkardı. Dahası, şimdi seçilmenin daha zor olduğu yeni sistemden eskisinin benzeri bir rejime doğru geçiş için muhalefet partileri işbirliği yapıyor. Oysa başkanlık bu ülkeyi yöneten her liderin hayaliydi. En başta adı cazip geliyor...