Belgeselin ne olmaması gerektiğini Netflix'in "Terim" yapımına bakarak anlamak mümkün. Ancak nasıl olması gerektiğine dair de medyada genel kabul görmüş bir kanı yok. Dünyada belgesel gazetecilikle sanat arasında yer alan muğlak bir alanda kabul ediliyor. Tam da bu muğlaklık yüzünden belgesel ne gazetecilikte olması gerektiği gibi keskin kural ve ilkelerle kendini sınırlıyor, ne de bir sanat eserinde olduğu gibi tamamen yaratıcılığa teslim oluyor. Gazeteciler de zaman zaman belgesel yapıyor, ama her belgesel yapan gazeteci olmuyor. Son yıllarda yapılan belgesel sayısı, bu belgesellere gösterilen ilgi epey fazla. Platformların içerik açlığı belgesellere yönelik ilgiyi artırdı. Eskiden bir-iki saatle sınırlı olabilen belgesel formu tıpkı "Terim"de olduğu gibi dört ya da daha fazla bölüme kolaylıkla uzuyor. Zaman zaman özellikle sakız gibi uzatılıyor ki izleyici ekran başından kalkamasın, tıpkı dizi izler gibi bir başka bölüme geçsin.. Ama nicelik ister istemez tarihe bir not düşme girişimi olarak basitçe tanımlanacak belgeselin niteliğini tartışmaya açıyor. DÖNÜM NOKTASI