Önceki gün ilk kez Tesla'ya bindim. Arabalarla ilgilenmem, anlamam, bugüne kadar sadece tek bir arabam oldu (Alman malı, önünde yıldız var), bir daha da almadım. Epeydir Tesla'yı merak ediyordum, ancak denk geldi. Geçenlerde havalimanına Über çağırdım, yepyeni beyaz bir Tesla çıktı piyangodan. İlk kez binenler hep aynı hataya düşüyor, ben de önce içine girmekte zorlandım: kapı kolunun dışarı fırlaması için basmak gerekiyormuş. Binmek gibi inmek de sorun oldu. Alıştığımız gibi kapı kolunu çekip çıkabiliyorsunuz ama Tesla yazılımı buna kızıyor. Önce düğmeyi basılı tutup öyle açmak gerekiyormuş. Anahtarsız çalışan arabalar yaygınlaştı, ama Tesla'yı başlatmak için anahtarı da belli bir yere yerleştirmek gerekiyor. Telefonlar da Qi yöntemiyle kablosuz şarj ediliyor. En etkileyici tarafı arabanın üst paneli; otomobil diskuruna o kadar uzağım ki "tavanı"demem mi doğru acaba. Boydan boya 'sunroof' dışarıyı gösteriyor ama güneşi almıyor. Boeing'in Dreamliner uçaklarındaki pencere filtreleri gibi. Tesla'nın kontrol paneli de yok, her şey ortadaki büyük tabletten yönetiliyor. Yeni kuşak arabalarda hayatı kolaylaştıran ve benim kiralık araçlardan aşina olduğum Apple Car Play yerine Tesla'nın...