Rakamlar ortada: HDP'nin desteği olmasaydı CHP'nin İstanbul da dahil kimi büyükşehirleri kazanması imkansıza yakındı. CHP ve İYİ Parti ittifakı Kürt siyasetiyle yan yana görünmenin kendi tabanlarında da iktidar nezdinde olduğu kadar tepki çekeceğini biliyordu kuşkusuz. Meral Akşener'in Cumhurbaşkanlığı seçimine mal olmuştu hatta ikinci turdaki Kürt oylarını almak için yaptığı "açılım." Yine de risk aldılar, yerel seçimlere muhalefetle HDP resmi olmayan bir anlaşmayla girdi. İYİ Parti'nin sağdan oy alamaması, bu seçimlerde hiçbir varlık gösterememesinin nedeni bu görünmeyen ittifaktı kuşkusuz. Nitekim MHP görünmeyen oylarını artırmışa benziyor. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu da kendi tabanını karşısına alma riskini taşıyordu. İzmirli teyzeler itiraz edip damarlarındaki asil kandan dolayı HDP'yle işbirliğini cezalandırabilirdi. PKK'NIN AKTİF OLMAMASI AVANTAJDI PKK'nın seçim sürecinde sessiz kalması büyük bir avantajdı muhalefet için. Böylece iktidarın Kürtleri hedef alması kendi tabanı dışında karşılıksız oldu. Dahası, iktidar bizzat sert söylemle kendisine oy veren Kürt seçmeni bile CHP'ye itti. Birçok Kürt ilk kez CHP'ye oy verdi son seçimde. Türklerin milliyetçi duyguları dönem dönem kabarıyor, şehit cenazesi haberleri kesildiğinde bu duyguların üzerine oyun kurmak siyasi karşılık getirmiyor anlaşılan.Tam da huzurlu bir seçim döneminden sonra yeniden neden hareketlenme olduğu, PKK'nın neden harekete geçtiği ya da geçirildiği ayrıca incelenmeye değer. Tıpkı Haziran seçimlerinden Kasım'a geçen süre gibi bir süreç mi bekliyor Türkiye'yi? Bunlar beni aşıyor şimdilik.Yeteri kadar tartışılmayan HDP'yle adı konmamış işbirliğinin ne getirip ne götürdüğü. Doğrusu, bu gizli ittifak sadece geçici bir sandık başarısı için değil de daha uzun vadeli bir stratejik ortaklığa varacakmış gibi görünüyor. Asıl hedef Kemal Kılıçdaroğlu'nun son seçimlerdeki riskli tercihinden de anlaşılacağı gibi Kürt siyasetinin yeniden merkeze çekilmesi olmalı.