Ahmet Tulgar'ın içinde İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu, Reha Muhtar, Gaffar Okkan, Mehmet Ağar, Ömer Madra, Enis Batur, Bucak aşireti, Mehmet Y. Yılmaz, Kadir İnanır, Sırrı Sakık, Can Ataklı, Başpehlivan Ahmet Taşçı, Ali Saydam, Murat Belge geçen hikayesinin bir yerlerinde ben de vardım. Bu upuzun listeye daha da fazlası eklenebilir. Ahmet Tulgar'ın bunlarla ilişkisi sadece numaralarını fihristine yazmaktan ibaret değildi. Hepsiyle ayrı ayrı özel anıları, dostlukları, kimi tatsız tecrübeleri, geçirdiği komik zamanlar vardı. Çetin Emeç için "magazine çok düşkün ve magazini seven, öyle yaşayan bir gazeteci" yazılır hep. Bunu söyleyenler bir de Ahmet Tulgar'ı tanısaydı. Basında onun kadar renklisi, magazini ve siyaseti sapkınlık derecesinde bir ilgiyle seven ve takip eden bir başka gazeteci daha var mıydı tartışılır. Çok yorucu bir arkadaş, zor bir çalışan, keskin bir zeka ve kuvvetli bir kalemdi Tulgar. Aynı zamanda kendi kendisinin en büyük düşmanıydı da. Kariyerinin en parlak zamanlarının birinde medya plazaları bırakıp İbrahim Tatlıses'le dizi çekmek için Güneydoğu'ya gidecek kadar kontrolsüz ve şuursuzdu. Gazete onun söyleşiye gittiğini zannediyordu, birkaç hafta dönmeyince işine...