Bir mekanın en akılda kalıcı tarafının tuvaleti olması? Alaçatı'da otoban kenarındaki Kürkçü Dükkanı'nda daha masaya oturur oturmaz tuvalete gitmem söylendiğinde önce anlamadım, hatta direndim. Sonra içeride apayrı bir partinin döndüğü, "Ally McBeal" dizisindeki gibi kadın-erkek ayrımının olmadığı bu tuvalete gitmem gerektiği için gittim. Sahiden de apayrı bir dünyaymış. Berlin'de bir gece kulübünü andırıyor daha çok. İçinde DJ ve disco topları var. Bir de görevli tabii ki. Berlin'de bir gece kulübünün tuvaletinde yaşananlar burada olmasın diye polislik yapıyor. Kürkçü Dükkanı'nın Berlin'e benzeyen tarafı sadece tuvaleti değil. Müşteri kitlesi de Nollendorfplatz durağının altında iş tutan Almancı gençlerimizi andırıyor. İşçi göçünün üzerinden kaç kuşak geçti, ama Almancı hep Almancı kalmayı başarabildi. Bu yaz Türkiye'nin tadını da "gastarbeiter" Türklerin çocukları çıkartıyor zaten. "Gastarbeiter" her yaz memleketine geldiğinde "Fikrimin İnce Gülü" misali arabasını kendi köylüsünün gözünün içine sokmayı severdi. Bu alışkanlık değişmemiş. Yeni kuşak da Çeşme ve Bodrum sokaklarının tozunu Belçika, Hollanda, Almanya plakalı lüks arabalarıyla attırıyor. Önceki gün plaj otoparkında...