Cem Yılmaz'ın Netflix için çektiği diziyi kaçıncı dakikasında izlemeyi bıraktım bilmiyorum. Galiba filmi "tıraşlamaktan" bahsedip dizideki "aptal sarışın" klişesi de bunu "ağda" olarak anladığında ben de üzerimin daha fazla kirlenmesine dayanamayıp pes etmiş olabilirim. Cem Yılmaz epeydir komik değil; epeydir komik olmayan birinin başından beri komik olup olmadığını da tartışmaya açmak gerekir ama ilk olduğu için sonsuz kredisi var. Ondan sonra gelenler de epey kötü olduğundan kendi kendine yarattığı krallığın tepesinden indirilemiyor. Türkler beyin yıkanamaya çok meyilli bir miller, körü körüne sever. Oysa özünde ne Ahmet Yılmaz kadar karikatürist, ne de Ferhan Şensoy kadar meddah. Netflix'teki diziye kadar çıtanın bu kadar düşeceğini, zekamızla, öyle ya da böyle bu ülkenin mizah geleneğiyle bu kadar kolay alay edileceğini, aptal yerine konacağımızı hayal etmezdim. Mesele küfürler değil; Ferhan Şensoy da sahnede sadece 's-kelimesini' söyleyip salonu kahkahalarla inletirdi. Yıllarca Leman dergisinde "mına koyim" diye yazılan konuşma balonları gözümden yaşlar getirecek kadar güldürürdü—gerçi lisedeydim. Türk mizahında bel altı espri yapmak da bir gelenektir; Zeki Müren'in...