Tam olarak kiminle olduğumu söylemeyeceğim, ama New York’taydım, bir Cumartesi günüydü ve Kasım ayı olmasına rağmen mükemmel bir ilkbahar günü gibi sokak çağırıyordu. Ve ben bu Cumartesi gününü telefonumu kapatacağıma söz verdiğim biriyle geçirecektim. Bir arkadaşım öğle saatleri olmasına rağmen kendisine daha yeni kahvaltı hazırlıyordu. Washington’daki bir televizyon gazetecisi tam o sırada yapı markette alışveriş yapıyordu telefonu çağırdığında. Hepimiz delege hesabı yapmaktan bir eyaletteki mahallenin siyasi eğilimi ezberlemeye varan bir hafta geçirmiştik ve sadece bir gün, belki sadece bir günü bir yerlerde sayım sürerken kendimize ayırabiliriz diye umut ediyorduk. Bir-iki saat sonra yemek yediğim lokantanın önünden yayın yapacaktım. Morandi lokantanın adı, merak edenlere söyleyeyim.
*
Büyük şehirlerde yaşayanların teknolojideki gelişmelere rağmen kendi aralarında haberleşme yöntemleri var. Bir anda kornalar çalmaya başladığında ya da çığlıklar duyulduğunda ister istemez olağan dışı bir gelişme olduğunu anlıyoruz ve…camdan dışarıya değil ama telefon ekranımıza bakıyoruz.