AMERİKALI sanatçı Tom Sachs, bu yaz başında New York’taki Governor’s Island’da bir kamp kurdu. Film gösterimi, çeşitli engeller ve ikna odasından oluşan parkuru tamamlayan, sanatçının Nike’yle yaptığı özel spor ayakkabıyı satın almaya hak kazanıyordu. Gündelik yaşam alanları ve objeleri sanat eserine dönüştürüldü ve adına da “Space Camp” denildi. Astronot yetiştirme kampı adeta.
Sachs geçtiğimiz yıllarda New York’ta bir bakkal dükkânı açmıştı. Her şeyiyle bakkala benzeyen bu mekâna girdiğinizde ATM’den satılan dergiler ya da sahte İsveç pasaportu gibi objeler almak mümkündü. Çok bilinen eserleri Hermes logolu McDonald’s çocuk mönüsü heykellerinden üzerinde SONY baskılı atom bombalarına, Chanel marka elektrikli testereye kadar tüketim kültürüyle fazlasıyla içli dışlı bir sanatçı Sachs.
“Space Camp”in asıl hedefi sporda başarısızlığın yaygın olduğu kadar kabul edilebilir, önemli olanın mücadele olduğunu vurgulamak. Bu yüzden de ayakkabıların tam anlamıyla alın teriyle (bizzat terleyerek) kazanılmasını istiyor.
ENGELLİ PARKUR
Bu uzay kampında yarışan talihliler beş temel beden eğitimi hareketini tamamlamak zorunda önce. Tıpkı bir astronot gibi fiziksel eğitimden geçen gönüllülerden daha sonra bir duvar resmini çizmeleri isteniyor. Engel parkurunda ise mutlaka 10 engelden birinde başarısız olmanız gerekiyor. Havuz üzerinden sallanmaktan tutun da iple tırmanmaya, düğüm atmaktan bir kamyonun üzerinden uzun atlamaya kadar türlü türlü engeller var.
Adaya sadece denizden ulaşmak da başlı başına bir engel zaten. Her şey tamamlandığında sıra günlük işini bırakıp Sachs’ın stüdyosunda çalışmaya karar veren bir gencin hikâyesinin anlatıldığı 45 dakikalık kurgu- belgeseli izlemeye geliyor. Sachs’ın Van Neistat’la yaptığı “The Hero’s Journey”nin kahramanı da türlü engeller sonunda stüdyoya varıyor, sonunda ise Frank Ocean bir plağa hafifçe iğneyi konduruyor.
Her şey tamamlandığında spor ayakkabıyı satın almaya hak kazanıyorsunuz.
Üzerine para verdiğiniz bir spor ayakkabı için fazla meşakkatli bir süreç olduğu kesin. Ama Sachs bu ayakkabıya emek verilmesini ve yırtılıp bozulana kadar giyilmesini istiyor. Zaten daha kutusunda da sanatçının uyarısı var: Bu ayakkabı, sahibi tarafından ölümüne giyildiğinde geçerlidir ancak.