Partiye “Bir sonraki seçimde aday yapın beni, şimdiden kararlaştıralım, ben de beş sene öncesinden çalışmaya başlayayım,” dedi. Önerisi kabul görmedi, CHP epey iç kavgadan sonra İmamoğlu’nu aday gösterdi.
Yarışa geriden başlıyordu. Beylikdüzü gibi pek göz önünde olmayan bir ilçenin belediye başkanıydı bir kere. Medya karşısında olacak, hatta belki televizyona bile çıkamayacaktı. Sadece adı çok iyi bilinen Binali Yıldırım’la yarışmıyor, aynı zamanda girdiği her seçimi kazanan ve İstanbul’u çok önemseyen Tayyip Erdoğan dolaylı rakibiydi. Bu kadar kısa sürede koca İstanbul’da seçmeni nasıl ikna edebilirdi? Bu yüzden aday olduğunda bile tereddütlüydü.
Kazanmaya çıkan tek yol olabileceğini de gördü İmamoğlu. Daha adaylığı açıklanmadan İstanbul’daki Kürt oylarını nasıl alabileceğinin hesabını yapmaya, hatta ekibine Kürt halkıyla köprü olabilecek isimler katma arayışına girdi.