Eğer hayat planlandığı gibi gitseydi bugüne kadar 20-25 kere ziyaret ettiği Viyana’dan bir ev alacak ve oraya yerleşecekti. Ama, onun için de hayatta hiçbir şey planlandığı gibi gitmedi ve bir sene önce Beylikdüzü’nde yaşayanlar dışında hiç kimsenin adını bilmediği biri şimdi muhalif mahallenin tek umudu durumda.
“Kurtarıcı mısınız” diyorum doğrudan, “Ben kendimi hizmetkar olarak görüyorum,” diye yanıt veriyor.
Bu ilginin boyutlarını anlamak için onu yaşadığı ve yönettiği Beylikdüzü’nde görmek gerekiyor. Geçen hafta bir akşam bana semtte yaptığı yaşam vadisini gezdirirken geleceğin ne getireceğini kendisinin bilmediğini söylüyor.
“Ama her ihtimali şimdiden reddetmek de gerekmiyor,” diyor ekliyor bundan sonraki yolculuğunun Cumhurbaşkanlığı olup olmayacağına dair.“Yoksa beş sene önce bir gün İstanbul’u yöneteceğimizi de bilemezdik.”
“Evet,” diyorum. “Siz de Viyana’ya yerleşecektiniz.”