Tarihin akışının değiştiği kırılma anları vardır, dün Türkiye için böyle bir gündü. Bir tek hamleyle birkaç taş birden yerinden oynadı ve etkisi ilerleyen yıllara damga vuracak bir fay hattı kırıldı. Bir süredir kendi partisi tarafından saf dışı bırakılmak istenen Ekrem İmamoğlu dün bu ülkenin geleceğinin en iddialı lider adayı olduğunu tescil ettirdi. Hep Gandhi'nin yürüyüşünden bahsedilir ya, dün Saraçhane'deki belediye binasının önüne topladığı halkla—tam Tayyip Erdoğan'ın kitabından taktikler—asıl şimdi Ekrem'in yürüyüşünü başlattı. Meral Akşener tek bir otomobil seyahatiyle Türk siyasetinde oyun kurucu olduğunu kanıtladı. Taktik böyle hazırlanır, fırsat böyle değerlendirilir ve ayağa gelen top tam da böyle gole çevrilir. Bugüne kadar siyasi konularda tavır almıyormuş gibi görünen Mansur Yavaş kısa, öz, net bir çıkışla Türkiye'nin geleceğindeki yerini sağlamlaştırdı. Apar topar İstanbul'a gelerek "Orada olmanın" tarihini önemini hatırlattı. Bu üçlü artık muhalefetin beyin takımıdır. Bütün bunlar olurken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yine kimsenin neden çıktığını anlamadığı bir başka yurtdışı gezisinde, yanında yine Mini Yavuz Donat'la pasaport kuyruğunda...