Taksim Meydanı'nda, prototip olarak "İzmirli teyze" denebilecek bir kadın, sabahın erken saatlerinde telefonda avaz avaz konuşuyor. Ya da telefonda konuşuyormuş numarası yapıyor. Öyle ya da böyle, etraftaki tek dinleyicisi benim ve dediklerini çok da yanına yaklaşmadan da duyabiliyorum. "Diğer partilerdekilerin hepsi AKP'nin eskileri," diyor; özellikle AK Parti demiyor. "AKP'ye oy verdiğimizde hiç değilse yeni kadroları seçeceğiz." Kendi içinde tutarlı bir mantık herhalde. Kadın devam ediyor: "İmamları işten çıkaraçakmış! Sen kimsin! Camileri kapatacakmış, sen benim camimi nasıl kapatırsın!" Bir süre sonra muhalefete küfürlerle yüklenmeye başlıyor, o Burger King'e ben de tramvay yoluna doğru ilerlediğim için yollarımız ayrılıyor. O gün bu kadının ya iktidar tarafından görevlendirilen ayaklı bir propaganda makinesi olduğunu ya da Erdoğan'a körü körüne bağlı bir seçmen olduğunu düşündüm. Her iki ihtimalde de kendisine verilen mesajı yutmuş, şerbeti içmiş.