Fazıl Say'la Paris'te bir konserinden önce tanıştım. Arkadaşlarım aylar öncesinden bilet almış, şehrin tarihi bir salonunda verilecek konser tıklım tıklım dolmuştu. Ertesi günü Say'la şehrin buz gibi sokaklarda yürürken karşı kaldırıma geçmek için durduğumuzda gözüme bir gazete bayiindeki dergi kapağı ilişti. "Bir dakika," dedim, "bu sen değil misin?"