Dün New York Times köşe yazarı Nicholas Kristof'ın gazeteden ayrıldığını okuyunca siyasete girme meraklısı gazetecilerin sadece Türk basınına özgü olmadığını gördüm. 37 yıldır gazetede çalışan, iki Pulitzer ödüllü Kristof şimdi Oregon valisi olmak için uğraşacak. Haziran ayından beri köşesini yazmıyordu zaten, resmi girişimlere de dün başladı. New York Times'ın yayın ilkelerine göre gazetecilerin siyasetle ilgileri olmaması gerektiği için de ilişiğini kesmek zorunda kaldı. Kristof sıradan bir gazeteci değil, Amerika'nın en tanınan köşe yazarlarından biri. 20 yıldır yazdığı köşesinde gelişmekte olan ülkelerin sorunlarını, insan haklarını, katliamları, soykırımları ele aldı, mazlumun sesini duyurdu. 160 ülke gezdi, devlet başkanları, diktatörlerle buluştu. Bir tür sosyal adalet avcısı da denebilir ona. Yazdığı köşeler ona haklı bir şöhret ve takipçi kitlesi kazandırdı; bu mesleği yapanların çok azına nasip olacak bir nüfuza sahip olup yer yer politikayı da değiştirdi satırları. Amerikan basınında siyasete geçiş yapmak gazeteciler arasında yaygın değil, ama tıpkı bizdeki gazeteciler gibi Kristof'un da gerekçesi dışarıdan eleştirdiği sistemi içinden değiştirebilmeye çalışmak. Bana bu...