Ferhan Şensoy kendisinin Türkiye için fazla olduğunu bilen, bir başka ülkede olsa kendisine daha fazla değer verileceğinin farkında olan, ama ısrarla belki çıtayı biraz daha yükseltirim, benimle birlikte birilerini de kendi seviyeme taşıyabilirim diye kendi ülkesinde mücadeleye kararlı biriydi. Bunca sene tiyatrosunu ayakta tutması, yaptığı mizahın karşılık bulması, bir ara televizyonlarda bile program yaptırılması o kadar da yalnız olmadığının kanıtıydı herhalde. Bir gün ama bir gün bile kendi yapmak istediğinden taviz vermemesi belirgin bir inattı; işte ilk başta bu inat hayatını kaybetti. Bir süredir vedaya hazırlanır gibiydi Şensoy. Sosyal medya çağında kendisine yollanan soruları yanıtladığı kısa video'lar çekiyor, geçmişteki bazı demeçleri, kitaplarından parçalar sık sık paylaşılmaya başlanıyor, adeta yeni bir kuşak nostaljik bir figür olarak onu tanıyor, anıyor gibiydi. Yaklaşık 20 yıldır da sağlığı hakkında türlü spekülasyonlar vardı: Gözümüzün önünde eriyordu ama nedeni hakkında tek bir şey söylemiyordu. Ben Ortaoyuncular'a onunla söyleşiye gittiğimde de ince, kırılgan bir adam bulmuştum karşımda. Ferhan Şensoy her zaman gazetecilerin korkulu rüyasıydı. Söyleşiye gidip...