Bütün ülkelerde hükümetler gündelik işleyişte kendilerine göre birtakım değişiklikler yapsa da kritik anlarda kurucu ideolojinin dayatması devreye girer ve farklı siyasi kampların aynı tepkiyi verdiğine tanık oluruz. Türk Ordusu'nun Afrin operasyonunu da kurucu ideolojinin dayattığı devletin bütünlüğü, bölünmezliği ve ülkenin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma ilkesi bağlamında yorumlamak doğru. Tarihi şartlar oluştuğunda görevde bir başka hükümet de olsa bu operasyonun yapılması kaçınılmaz olacaktı, ama tabii her yönetim bu cesur adımı atmaya yeltenemezdi. Sınırda istikrar sağlanması ve Türkiye'nin (ve ABD'nin) terör örgütü olarak tanımladığı PKK destekli bir Kürt devleti kurulmasının engellenmesine yönelik yaptığı bu operasyon, sarsıntılara ve değişimlere rağmen kurucu ideolojinin hâlâ ne kadar baskın olduğunu gösteriyor. Kemalizm sınırlı bir şekilde devletin bekası, dolayısıyla da Misak-ı Milli sınırlarının korunması olarak tanımlandığında Afrin operasyonu daha da anlam kazanıyor.