DEMİREL, Ecevit, bir parça Özal ve tabii ki Erdoğan’dan sonra toplumsal bir rüzgâr yakalayan son siyasetçi Selahattin Demirtaş’tı. Geçmiş zaman, çünkü Selo’nun ateşi meğerse saman aleviymiş. Eğer şu anda tutuklu olmasaydı hâlâ kuvvetli bir muhalif lider, belli bir kitleyi arkasına alabilecek kadar potansiyel taşır mıydı? “Erdoğan’la çatır çatır mücadele ederdi” diye düşünenler yok değil. Zeki esprileri, alaycı üslubu, açık sözlülüğü ve kendisine güveni elbette siyasette bir alan kazanmasına yardımcı olurdu ama yine de sınırlı kalırdı.
Nedeni HDP’nin Eren Bülbül açıklamasında gizli.
Hâlâ cılız, hâlâ ürkek, hâlâ PKK’yla bağlarını koparmaktan korkan bir sözde kınama. Ortada 15 yaşında öldürülen bir genç var; toplum sarsılmış ve en büyük Kürt siyasi partisi hâlâ 90’lardan kalma söyleme takılmış. “Çatışma ortamı” diyor, katlini kınayacağına gencin neden orada olduğunu sorguluyor. Bütün bunlar da tartışılabilir, ama önce bir lanetle. Hiçbir dava 15 yaşındaki masum bir gencin öldürülmesini meşru kılmaz.
HÂLÂ SİLAH