Toplumda bir Muharrem İnce rüzgârı estiği inkâr edilemez. İzlenme oranları ve sosyal medyadaki erişimine dayanarak rakamsal bir dayanağı olduğu da ortada. Ne yalan söyleyeyim, İnce'yi izlemekten ben de keyif alıyorum. İnce laf sokuyor, lafı iyi döndürüyor, tam da televizyonun beklentilerini karşılıyor. Esprisi, öfkesi, geyiği, ciddiyeti dengeli ama daha çok 90'lardaki tartışma programlarını izler gibi izliyorum onu.
Televizyona bağımlı olduğum yıllarda sabahlara kadar Savaş Ay'ın "Sanatçı kimdir?" diye ünlüleri tartıştırmasını, Bülent Ersoy'un sabaha karşı 03.00'te telefonla canlı yayına bağlanmasına kilitlenirdim.