Ahmet Güneştekin'in başına bu hep geliyor. Ne zaman bir sergi açsa basında adı çok fazla yer alıyor, ama çıkan haberler hemen her zaman sanatın içeriği yerine verilen davetin şaşası ya da katılan konukların çeşitliliğine yoğunlaşıyor. Güneştekin'in, başta Ertuğrul Özkök olmak üzere, basından yoğun bir şürekâsı var ve onu Grateful Dead hayranları gibi New York'tan Diyarbakır'a takip ediyorlar. Bu sefer Özkök çektiği halayla gündem oldu. Ama onun gibi dikkat çekme makinesini bile gölgeleyenler varmış; Diyarbakır'daki "Hafıza Odası" ya da Kürtçe adıyla "Jûra Bîrê" bunun bile olabileceğini gösterdi bize. "Hafıza Odası"ndan belleklere Feryal Gülman'ın tabutlar arasında çektirdiği fotoğrafın kalacak olması serginin vermek istediği mesaja en büyük darbe olsa gerek. Birkaç gündür bu fotoğraflar konuşuluyor. Başta iki şuursuzun – biri Charles Aznavour'u Yahudi zannederdi – kayıp yakınlarının isimleri arasındaki sırıtışları egemen sınıfın Güneydoğu trajedisini yüzyıllardır görmezden gelişinin yansıması gibiydi. Renkli tabutlar önündeki pahalı çantalı sosyetik "bayan" içinse can kaybı renkli paket kağıtlarına sarılan birer dekoratif obje—ne de olsa zenginlerin...