Birkaç hafta önce olmalı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir yakından telefon aldım. "Kemal Bey bombayı patlattı," dedi. Gün içinde Kılıçdaroğlu'nun bir açıklama yapacağı duyurulmuştu; pek çok kişi de nedense saati gece 22:00 olarak seçilen bu bombayı bekliyordu. Yıllar içinde edindiğim tecrübelerle bazı ezberler beni hiç yanıltmadı. Çağan Irmak'ın iyi film yapmasının imkansız olduğu gibi Kılıçdaroğlu'nun bir bomba patlamasının da mümkün olmadığını biliyordum. Gelen telefon üzerine yine de ne demiş diye baktım. Yine yanılmadım. New York'ta yapılan hükümet destekli öğrenci yurdu hikayesiymiş. Dedikodu aktaran ya da kulis yazanların vasatlarındaki kötü huy Kılıçdaroğlu'nda da var. "Adını şimdi vermeyeyim," diye anlattıkları hikayeyi mahvediyorlar. Adını vermedikten sonra ne anlamı var? Nitekim Kılıçdaroğlu da isim falan vermedi. Anlattığı daha evvel Sözcü'de falan çıkan ve o zaman bile hiç ses getirmeyen bir haberin tekrarlanmasından ibaretti. CHP'liler o gece çok heyecanlıydı ama. Hükümetin düşeceğini bile düşünüyor olanlar vardı sanırım. Telefondaki kaynağım bana Kılıçdaroğlu'nun vermediği ismi iletti; dış kapının dış mandalı birisiymiş. Yine ilgimi kaybettim. CHP'liler o gece hükümetin...