Her iddiasına girerim ki Cumhurbaşkanlığı ve hükümet böyle bir dönemde Hürriyet gibi bir gazetede yayın yönetmenliği yapmış, bir dönem Erdoğan’ın çok yakınında olan, sonradan CHP milletvekili seçilen Enis Berberoğlu gibi bir gazetecinin tutuklanmasından hiç ama hiç memnun değildir.
İstiyorsanız yandaş deyin, umurumda değil. Ama yıllar içinde takip ettiğim denklem bunu gösterdi.
FETÖ’nün 2011’deki medyaya yönelik tutuklama dalgasında da (çatlak tam başlarken) benzer bir rahatsızlık söz konusuydu. Nitekim kumpasın ayrıntıları belli olmaya başlayınca yalan davalar da birer birer düştü.
Bugün de Ankara’nın son ihtiyacı, dünya nezdinde böyle bir görüntü. Hele hele FETÖ mücadelesinin hayati önemini başta ABD olmak üzere yurtdışına anlatmaya, başka ülkelerdeki kaçak FETÖ’cülerin iadesi için uğraşmaya başlamışken.
2011’deki FETÖ kumpasının yıllar sonra bambaşka bir şekle girmiş ikinci perdesiyle karşı karşıyayız.
Kaçak FETÖ’cülerin uyduruk haber siteleri bu aralar Can Dündar’ı hedef alıyor. İlginç değil mi? Enis Berberoğlu’na canla başla sahip çıkıp Dündar’a kurşunları savuruyorlar.