"Angela Merkel anneme sürekli 'Ne olacak bu senin oğlunun hali,' diye soruyor." Söylediği en büyük yalan bu muydu, emin değilim, ama yalan olduğuna şüphe olmayacak en net cümlesiydi. O ana kadar söylediklerine inanmak yine de mümkündü: Ailesinin Almanya'da çok zengin olduğu, Berlin Filarmoni'de sezon bileti satın aldığını, İstanbul'da bir villada oturduğu ama şehrin merkezine uzak olduğu için Cihangir'de kendisine "pied-à-terre" tuttuğu, o daireyi yaptırırken birkaç aylığına otele yerleştiği, Los Angeles'ta "West Hollywood Hills" adlı olmayan bir semtte satın almak için ev baktığı, Aman gibi en pahalı otellerde kaldığı... Yarın New York'a geliyordu ama son anda bir işi çıkıyordu. İki hafta Berlin'de olması gerekiyordu çünkü annesi çağırıyordu. Mykonos'ta kiraladığı yazlıkta boş oda vardı, ısrarla davet ediyordu, ama gitmeye karar verdiğimde aniden o oda doluyordu. "E çok geç haber verdin, ben de başkasına söz verdim," gibi bir makul gerekçeyle.