Amerikan Temsilciler Meclisi'nin Ermeni Soykırımı tanıma kararının yasal bir bağlayıcılığı yok, ama simgesel önemi büyük. Avrupa'daki ülkelerin aksine bunca sene soykırım iddialarını kabul etmemek için direnmişti ABD. Bu direncin ana nedeni NATO müttefiki Türkiye'yle ilişkileri bozmamaktı. Pek çok Amerikan başkanı soykırım iddialarını tanıyacağını seçim vaadi olarak sunmasına rağmen 24 Nisan geldiğinde "Meds yeghern" (büyük katliam) tabirini kullandı bu yüzden. Özellikle Ermeni nüfusunun yoğun olduğu California kökenli pek çok Meclis üyesinin üzerinde soykırımı tanıma baskısı vardı. Kim Kardashian ve Cher gibi gibi isimler bu baskının kamuoyunun önündeki yüzleri oldu. Temsilciler Meclisi'nin kararından sonra önümüzdeki aylarda Donald Trump'ın da "soykırım" ifadesini kullanması için ciddi bir baskı oluşacağı ortada. Özellikle yakın dostu Kardashian (ikili hapis sistemi reformu hakkında sık sık konuşuyor) bu konuda da devreye girebilir. TRUMP VE TÜRKİYE CEZALANDIRILDI Tahminim Trump'ın soykırım sözcüğünü kullanmayacağı yönünde. Çünkü Washington'da Türkiye'nin tek dostu o kaldı, "iş bitirici" kişiliğiyle bir şekilde işbirliği yapıyor gözüktüğü Ankara'yı daha da fazla kızdırmaya niyetli olacağını zannetmiyorum. Ama Trump tabii bu, ertesi gün uyandığında kararını değiştirebilir ve Nisan ayı geldiğinde soykırım tabirini pazarlık unsuru olarak da kullanabilir. Öte yandan, Amerika'daki diğer kurumlarda giderek yükselen Türkiye karşıtlığının er geç böyle bir sonuca varacağı belliydi. Kimi üyeler bile Meclis'in başka işi gücü yok mu, neden bu konuyla uğraşıyor diye merak ediyordu. Son haftalarda kamuoyunda oluşan "Kürtlere karşı etnik soykırım, katliam, insanlık suçu" çarpıtmalarının etkisi olduğu, hem Trump'ı hem de Türkiye'yi cezalandırmak için bu kararın tam da 29 Ekim'e denk gelecek şekilde alındığı ortada. Bu kararın öncülerinden Adam Schiff'in aynı zamanda Trump'ın azil sürecini yöneten vekil olduğunu eklemeliyim.Önemli bir ayrıntı 'soykırım' konusunda hem Cumhuriyetçilerin hem de çoğunluğu elinde bulunduran Demokratların birleştiği. ABD'yi ilgilendiren hayati konularda (sağlık sigortası, silah kontrolü) hemen hemen hiçbir zaman birleşmeyen bu kutuplaşmış Meclis aniden Türkiye karşıtlığında birleşti. Suriye'den ABD'nin çekilmesine nasıl ortak şekilde karşı çıktılarsa şimdi de 'soykırımı' tanıma kararını ortak çoğunlukla geçirdiler. Türk Dışişleri devlet politikası gereği Meclis'in bu kararını tanımadığını, Türkiye Cumhuriyeti için bir anlam ifade etmediğini açıklıyor. Ama bu kararın görmezden gelinemeyecek kadar simgesel bir değeri olduğu da tartışılmaz. Meclis bu kararı geçirdi, yıllar sonra geçirebildi çünkü Türkiye'nin algıda en zayıf olduğu anı kolladı. Özellikle California kökenli vekiller doğru zamanı kolladı ve Türkiye'nin en zayıf olduğu noktada hamleyi yaptı.