Birkaç gün öncesine kadar Mansur Yavaş’ın rahatlıkla Ankara’yı kazanabileceğini düşünüyordum. Şimdi o kadar emin değilim. Hatta giderek Yavaş’ın farkla kaybedebilme ihtimali üzerinde bile durulması gerektiğine inanıyorum. Herkesin Hillary Clinton’a garanti baktığı gece sandıktan Donald Trump’ın çıkması gibi olmasın…
İstanbul’u tartışmıyorum bile, sonuç belli…
Ama önceki seçim rakamlarına göre garanti görünen İzmir bile tehlikedeolabilir.
Çünkü Erdoğan’ın son günlerde sık sık tekrarladığı “Muhalefet-PKK işbirliği”mesajı seçim gününe kadar seçmenin beyninde yer edecek. Dikkat ederseniz Erdoğan her seçimden önce en fazla bir ya da iki mesajı tekrarlıyor, seçmenin kafasını karıştırmıyor ve kendi istediği gibi yönlendiriyor.
Bu seçimde de ana stratejinin muhalefeti PKK üzerinden vurmak olduğu anlaşıldı. Dahası, bu taktik şimdiden karşılığını da bulmuş olmalı ki önceki gün çarşı-pazar gezen Ekrem İmamoğlu’na bir seçmen bu konuda sitem etmiş. Muharrem İnce de seçimi Eyüp Sultan’da bir seçmenin kendisine bisikletle verdiği pozu eleştirdiğinde verdiği zayıf yanıtla kaybetmişti. “Bisikleti getirdiler, ben de bildim” demişti bu saçma mizanseni kurgulayan Sözcü’yü kastederek. Seçmen de “Senin kendi aklın yok mu, başkalarının dediğini mi yapıyorsun” diye lafı yapıştırmıştı. İnce keşke o gece Swissôtel’e kapansaydı ve vaktimizi harcamasaydı.
USTACA BİR PROPAGANDA TAKTİĞİ