Geçmiş TRT müdürlerine kıyasla İbrahim Eren başında bulunduğu kurumu tanıyan, günümüzde atıl bir fikir olan devlet televizyonculuğunun yeni işlevini kavrayan bir isim. TRT Arşiv gibi projelerle bu çağda bile görmezden gelinemeyecek bir kurum olması için çalışıyor. Ama Eren de tıpkı diğer TRT genel müdürleri, hatta bütün 80'leri büyük bir yanılsamaya tutulup mandalina soyarak evlerde toplanan televizyon izleyicileri gibi Eurovision konusunda yanılıyor. Eurovision bir milli müsabaka değil, bir rüküşlük ve abartılı gösteriş gösterisidir. Zaten hala devam etmesinin tek nedeni de hitap ettiği niş bir kitlenin bu saçmalıktan vazgeçmemesi, yarışmanın da her sene dozu biraz daha artırarak kendi kendiyle dalga geçebilmeye teslim olmasıdır. Aslında Türkiye yıllar önce "Opera"yla bu konuda öncü olmuştu. Zamanında her Eurovision haberinde görüşü sorulan ve her hatırlatıldığında Çetin Alp'i öfkelendiren, bunalıma sürükleyen bu şarkı sadece sözleri, müzikalitesiyle değil sahne kostümleri ve performansıyla da koca bir saçmalıktan ibaretti. Aslında Ajda Pekkan'ın "Petr Oil" ya da "Petrol" diye bilinen saçmalığından daha kötü değildi, ama "Opera"yla farkı birinin komik düştüğü durumun farkında olmaması, diğerinin de bu komikliğin özellikle altını çizmesiydi.