Bir zamanlar halk oyuyla seçilen ve Türkiye'nin Oscar'ları muamelesi yapılan Altın Kelebek ödülleri hakkında zamanında yazdığımı hatırlıyorum. Habertürk'ten Didem Arslan Yılmaz, Bloomberg HT'den Buse Biçer ve Fatih Portakal'ın Altın Kelebek adaylığından çekildiklerini görünce eski defterleri açtım. Meğerse tam 12 sene önce yazmışım kuşkularımı, "Kelebek hep Doğan Grubu'na koruyor," diye. O zaman bu kadar ayyuka çıkmamıştı, ben de daha kibardım herhalde, sadece "Neredeyse bütün ödüllerin aynı grubun çalışanlarına gitmesi tesadüf mü?" diye sormuşum. Zamanla tesadüf olmadığını anladık. O yıllarda Hürriyet'in ve Altın Kelebek'in sahibi Doğan Grubu'nda kim varsa liyakate veya başarısına bakılmaksızın ödül alıyordu. "Yılın şarkısı" ödülünü almak için DMC şarkıcısı olmanız yeterliydi mesela. "En iyi haber sunucusu" olmak içinse Kanal D'de ekrana çıkmanız. Bazen sırf grup çalışanlarına ödül uydurmak için olmadık kategorilere konup öyle ödül veriliyordu. Kültür-sanat dalıyla hiç ilgisi olmayan kaç program "En iyi kültür-sanat programı" ödülü aldı. Kanal D'deki diziler, gündüz kuşağı programlarına verilen ödüllere değinmiyorum bile. Böylesi bir keyfiyet bir tek Yeşim Salkım'ın Uzan Grubu'nun kraliçe olduğu dönemde Kral TV müzik ödüllerinde vardı. Salkım ve "kankileri" evde oturup kategorileri ve ödülleri nasıl kendi keyfine göre belirlerdi. Sonradan bunları hep itiraf etti Salkım.