Büyük bir sır perdesinin ardında işini gören Michelin müfettişleri tek kriterlerinin yemek olduğunu söyler. Bir mekanı değerlendirirken ne dekor, ne servis, ne de mekan önemli onlar için. Yemek olağanüstüyse dağın başında derme çatma bir kulübe bile rehbere girebilir, yıldız alabilir. Zaten üç yıldızın anlamı da özel olarak seyahat edilecek bir lokanta demek. Bib Gourmand'la ödüllendirmek de bir mekana çıta atlatıyor, merak ettiriyor. Zaten öyle olmasa Karaköy'de bir otelin teras katındaki ocak başına gitmek hiçbirimizin aklına gelmezdi. Gidilecek mekan konusunda fikri olan üç ayrı kişinin yemekte buluşması her zaman sorun doğurur. Nitekim o Pazartesi akşamı da bir türlü uzlaşamadık. Kimi önerileri ben turistik buldum, benim önerdiğim bir yer ise başkası tarafından denenmiş ve beğenilmemişti. Merak ettiğimiz bir başka restoran ise kapalıydı. Bu durumda da turistler gibi Michelin rehberine başvurduk ve hiçbirimizin adını duymadığı TersHane'ye—tersane değil!—gitmeye karar verdik. Mekanın Karaköy'de olduğu ve rehbere girdiği dışında da bir bilgimiz yoktu. BİR ANDA HAVASI DEĞİŞTİ